Haftanın Sergisi 19

-
Aa
+
a
a
a

Özge Dayan: Bugün bir tutam baharatla geldiniz stüdyoya?

 

Haldun Dostoğlu: Tam öyle oldu.

 

ÖD: Hayırdır, nedir bu dinlediğimiz parça?

 

HD: Aslında ben de neredeyse sizinle birlikte yeni dinliyorum, bir haftadır bu cd elimizde; bir arkadaşımızın Yunanistan seyahatinden getirdiği bir cd. Şu anda Yunanistan’da oynamakta olan bir filmin müziği, filmin ismi de “Bir Tutam Baharat”, filmin yönetmeni Tasos Bulmetis, müziklerini de Evantia Rebutsika yapmış. Cd’den, “Baharat, tarçın ve buse” isimli şarkıyı çaldık, bu şarkıyı söyleyen o güzel sesli hanım da Dilek Kotz diye bir şarkıcı. Bu cd’yi getiren arkadaşımızın da bugün doğumgünü, Nazan Pak, onun da buradan doğumgününü kutlamış olalım.

 

ÖD: Biz de teşekkür ediyoruz hem arkadaşınıza hem de size, bu güzel parçayı dinleyebildik.

 

HD: Böyle hüzünlü bir şarkı ile başladık ama, İstanbul sanat ortamı bu kadar hüzünlendirmiyor insanı, çok fazla sergi var; Nişantaşı, Beyoğlu ve bu iki merkez dışındaki galerilerde. Benim bugün söz etmek istediğim iki ayrı grup var; çok yakında bitmekte olan üç sergi var, yarın bu sergilerin son günleri. O yüzden bu üç sergiyi bir hatırlatayım istiyorum dinleyicilere, Milli Reasürans’taki Rahmi Aksungur heykel sergisi, ki çok önemli bir heykel sergisi, hepimiz biliyoruz şehrimizde de çok sık güzel heykel sergileri açılmıyor; o yüzden de bu sergi heykelseverler için, çok uzunca bir süre bu kapsamda bir heykel sergisi göremeyeceğimiz için önerdiğim, tavsiye ettiğim bir sergi. Bu sergiyi, galeri mekanının yeniden ele alınmış olması nedeniyle de daha önce dinleyicilere önermiştim; dolayısıyla, tekrar Rahmi Aksungur’un Milli Reasürans Galerisi’ndeki bu sergisini görmelerini öneriyorum. Apel’deki “Toprak ve Lif” adlı sergi de son gününde. Bir de Maçka Sanat Galerisi’nde Kezban Arca Batıbeki’nin “Kafes” adlı bir enstelasyonu var, bu sergi de 21 Şubat’ta bitiyor, dolayısıyla bu üç sergi izlenmesini gerekli gördüğüm sergiler arasında. Bir başka üç sergi ise, önümüzdeki hafta son haftaları olacak, bunlar daha kapsamlı sergiler, bir tanesi Platform Güncel Sanat Merkezi’nde “Geçen Kış Bahar Hiç Gelmedi” adlı sergi; Başir Borlakov, Felix Gonzalez-Torres, Jim Lambie, Pipilotti Rist, Erwin Wurm ve Lilibeth Cuenca Rasmussen’in katılımıyla gerçekleştirilen sergi. Diğeri Akbank Kültür ve Sanat Merkezi’nde, Ali Akay ve Levent Çalıkoğlu’nun küratörlüğünde süren “Hayalet Çizgi” adlı, daha ziyade katılan sanatçıların desenlerinin öne çıkartıldığı, desenle olan serüvenlerinin ele alındığı, o kapsamda düşünülmüş bir sergi, bu sergiyi de önerebiliriz. Bir de Proje 4L’de 27 Aralık’tan -aslında çok uzun zamandan beri süren- sergi 28 Şubat’ta, önümüzdeki hafta Cumartesi günü sona erecek. Bu sergiyi de dinleyicilere önermek istiyorum. Daha önce Baltik Milli Güncel Sanat Merkezi gibi önemli mekanlarda da gözükmüş. “Sergi akustiğin bütünleştirici etkisini, reklamın dili ve sanatın toplumcu eleştirel ruhu ile, yeni ve farklı diller adına harmanlıyor”, diyor Evrim Altuğ 29 Aralık’da yayınlanan Radikal gazetesindeki yazısında. Uluslararası İstanbul Bienallerinden tanığımız bir kaç sanatçı da katılıyor. Aernout Mik, Pierre Huyge, Pipilotti Rist ve Gillian Wearing gibi imzalar da iştirak ediyor. Aslında Pipilotti Rist İsviçre’nin çok önemli bir sanatçısı, şu anda iki ayrı sergide, iki ayrı işi var. Bir tanesi Platform Güncel Sanat Merkezi’nde, bir tanesi de Proje 4L’de “Açık ve Net” adlı sergide. En azından günümüzün bu çok önemli İsviçreli sanatçısının yapıtlarını izleyebilmek için bile bu iki sergiye gitmekte fayda var.

 

(19 Şubat 2004 tarihinde Açık Radyo’da yayınlanmıştır.)